25 Ocak 2011 Salı

AŞK VE ÖLÜM (Audio) - 8-

Ö                           Son numaran bu mu diyorum? Yeni taktik? Anlarsın ya.
A                           Saçmalama!
Ö                           Hayır, yani bayağı bir numara da uyarayım baştan. Bilmediğim bir şeyler uygula da üstümde   zevkleneyim bari.
A                           Kendinle karıştırıyorsun beni.
Ö                           Sence ben kendimi bırak seninle başka bir varlık ya da kavramla karıştırır mıyım?
A                           Doğru.
Ö                           Efendim, efendim? Hak mı verdin sen bana?
A                           Yani... Adilimdir ben genelde. Bilirsin.
Ö                           Hiç de öyle bilmem. Sen... gerçekten şuursuzsun. Adil ha? Off! Dost acı söyler.

17 Ocak 2011 Pazartesi

AŞK VE ÖLÜM (Audio) - 7 -

Ö                           Yapamam.
A                           Bebek adımlarıyla, yavaş yavaş...
Ö                           Diyosun.
A                           Ya alay etme. Ciddiyim ben.
Ö                           Ciddi olduğun için alay ediyorum ya.
A                           İyi
Ö                           Bozulma. Ben buyum. Bu kadarım.
A                           Olmasan keşke.
Ö                           Keşke, keşke, keşke... Yazık bir sözcük. Ne olmasam?
A                           Böyle, bu halin. Çok yakıcı...
Ö                           O okyanusundaki kumlar gibi...
A                           O solmuş otların bittiği toprak gibi
Ö                           O otları solduran da, o kumları yakan da güneş. Ya biz ne yapıyoruz burada, kuzum? Yoksa beni de mi kurbanlarının arasına katmaya niyetlendin?
A                           Ne?

AŞK VE ÖLÜM (Audio) - 6 -

Ö                           Boşveer bunları. Bak ne diyicem. Bugün gitme. Benimle kal. Yanımda dur.
A                           Ne o? Romantikleştin sanki birden.
Ö                           Haşaa. O sana aittir. Hadi okyanusa gidelim. Kum vardır şimdi orada.
A                           Taşlar da var.
Ö                           Güneşin soldurduğo otlar...
A                           Kabuklar...
Ö                           Rüzgar
A                           Medcezir
Ö                           Ne yapıcaz peki biz orada?
A                           Dururuz öyle. Hiçbir şey yapmadan.
Ö                           Orada dur işte. Duramayız. Yoksa... yapabilir miyiz?
A                           Belki deneriz en azından.
Ö                           Ben deneyemem, balım. Denemeye iznim yok. Biliyorsun.
A                           Ah, bir kere çiğnesen...

AŞK VE ÖLÜM (Audio) - 5 -

Ö                           İşte yine çuvalladın. Benimle savaşılmaz, hayatım. Sa-va-şa-maz-sın.
A                           Hayatım? Hiç yakıştıramadım senin ağzına doğrusu.
Ö                           Neden? Hayattan daha mühim bir şey var mı? Daha esas bir borç mümkün mü?
A                           Ama sen... sen...
Ö                           Söyle söyle. Çekinme.
A                           Sen katilsin! Hayat senin yüzünden sona kavuşuyor.
Ö                           Kavuşmak dediğine dikkatini çekmek isterim, tatlım.
A                           Tatlım falan deme bana! Se.. sesin...
Ö                           Ne olmuş sesime?
A                           Sesin çok... nasıl desem... zıt... sana uymuyor.
Ö                           Ben memnunum valla sesimden. Hem benim birden çok sesim vardır. Bilmez misin sanki? Müziklerim ve ben.
A                           Ağıtlar demek istiyorsun tabii.
Ö                           Sen de ille kötüleyeceksin beni. Kapkarayım sana göre.
A                           Ben çoğunluğu temsil ediyorum bir kere burada!
Ö                           Hırçınlaşma hemen! Nasıl da tırnak çıkarıyorsun. Dur, sus iki dakika. Sahteleşme yine. Kendi adına konuş öncelikle. Ödün kopuyor. Kalabalık olmaya çalışıyorsun sürekli. Sade, tek başına gel bana. Çoğunlukmuş! Laf! Şu... şu sözde misyonerliğin deli ediyor beni.
A                           Misyoner mi?
Ö                           Hayalperest mi demeliydim yoksa? Üff, büyü artık!
A                           Büyümek... Ne mümkün... Senden fırsat mı kalıyor?
Ö                           Ne yapıcaksın zaten büyüyüp? Yeterince yer kaplamıyor musun?
A                           Bu da ne demek şimdi?

16 Ocak 2011 Pazar

AŞK VE ÖLÜM (Audio) - 4 -

Ö                           Sen hakiki bir depresyondasın. Ya da kafan bayağı iyi. Mutluluk ha? Sen mi mutlu ediyorsun? Senin yüzünden her gün milyarlar bana koşuyor ya da bana sığınmak istiyor. Beni istiyorlar, diliyorlar, düşünüyorlar. Mantıklı ol biraz, rica ederim!
A                           Mantık? Tabiatımda yok o. İstemiyorum da.
Ö                           Hah, ilk defa dürüst bir şey söyledin! Sonunda.
A                           Duygusuz! Senin tabiatın bu işte!
Ö                           Duygu derken, hislerden, hissetmekten, duyulardan bahsederken beni safdışı bırakacağını sanacak kadar saf olamazsın!
A                           Ne... ne demek oluyor şimdi bu?
Ö                           Ben neyim?
A                           Söylemem. Söyleyemem. Hem... İstemiyorum söylemek.
Ö                           Söyle! Neyim ben?
A                           Adını anmak istemiyorum.
Ö                           Söyle!
A                           Sonsun
Ö                           Başka?
A                           Bitmek
Ö                           Daha?
A                           Gitmek
Ö                           Cesur ol! Ha gayret!
A                           Erimiş dondurma.
Ö                           Ne?
A                           Ne bileyim. Dondurma severim ve eridiğinde... Yani...
Ö                           Çocuksun sen daha.
A                           Büyümek iyi bir şey mi sanki?
Ö                           Çekici bir yanın var. İnkar edemem. Sinirime de dokunuyorsun bazen, yani genellikle ama tuhaf bir yakınlık duyuyorum sana. Kaleler vardır ya. Sanki bir tanesinde seninle ben yaşıyoruz, birlikte.
A                           Ya da savaşıyoruz.

AŞK VE ÖLÜM (Audio) - 3 -

A                           Beni anlamıyorsun. Hiç anlamadın.
Ö                           Görmek istemiyorsun gerçeği. Kabullen artık.
A                           Hayır! Mahvediyorsun sen, herşeyi. Sen! Yaptıklarına bir bak.Korkunçsun! Kimse seni sevmiyor, istemiyor.
Ö                           Ah, güzelim, herşey bana mecbur. Bildiğin ve daha çok bilmediğin herşey. Bunun kötü veya korkunç olmakla ilgisi yok. Bak bana. Ne olduğum ortada. Tek gerçek işte karşında.
A                           Gerçek? Gerçek ne ki? Sana söyleyeyim. Benim gerçek. Yaşamayı değerli kılan, anlamı olan benim.. Hem... kokuyorsun sen. Leş gibi.
Ö                           Leş ha... Bak bu doğru. Leşlerle benim işim. Leş olmakla. Gibisi fazla yan. Sen ne de güzel kokuyorsun, mis gibi. Çiçek gibi. Bak gibi diyorum. Senin bir öz kokun bile yok.
A                           Çürümüşsün. Yazık...
Ö                           Körsün. Sana yazık asıl.
A                           Sana acımak isterdim, biliyor musun?
Ö                           Ama acıyamazsın. Gelmez elinden. Senin de sonun benim çünkü. Yolların bana çıkıyor, çıkacak. Kendi sonuna acımak komik olmaz mıydı?
A                           Üzüyorsun beni. Hep kırıp döküyorsun. Halbuki... Neyse... Okyanusa gidelim mi? Hava almak istiyorum.
Ö                           Ne yapıcaz orada?
A                           Ne bileyim. Yüzeriz işte. Dalgaların üstüne otururuz. O büyük dalga geldiğinde çılgın gibi kaçışırız. Hem... Bir şarkı bile söylerim sana belki.
Ö                           Ya da belki ben sana...
A                           Çok kötüsün
Ö                           Olmadığımı biliyorsun. İçinde bir yerde bana çok yakınsın. Kızmıyorum ben sana. Hatta inanmazsın, zaman zaman buruluyorum ben bile. Bayılmıyorum yaptıklarıma. Fakat önemli varlığım, var olma nedenim.
A                           Ya yok olsan. Ha? Denesen. Tamamen yok olmalısın tabii. Nasıl olurdu evren, halimiz? Hele bir bak bana. Temizim, iyiyim, mutluyum. Uğruma göze alınanları şöyle bir düşün. Nelerden vazgeçiliyor benim için? Ya senin için?...