7 Ocak 2011 Cuma

TIKA(n)MA

Bir oda... İçinde bir masa, yüzlerce kitap, bir sehpa ve eski bir koltuk... Tek pencereli ama camın üstüne iki tahta çakılmış, açılmasını önlemek istercesine. Yaşlı, zayıf bir kadın… Usul usul kitaplarının pis bir bezle tozunu alır. Kürkünü okşayan zengin kadınlar gibi ahşap kitaplığının raflarını okşar. Kedisi bacaklarına sürtünür. Kapının altından tomarla zarf atılır. Eski kapının üstündeki düşecekmiş gibi duran tek anahtar da zarfların zorlamasıyla düşer. Dönüp bakmaz bile. Sehpanın üstündeki sürahiden bardağa su doldurur. Birkaç yudum alır. Kedi koşar anahtarla oynamaya başlar.


Eski koltuğuna bırakır kendini. Eski yüzlü bir kitap alır eline. Üst katında oturan karı koca kavga etmeye başlar. Epey gürültü patırtı çıkar.

Sehpanın üstündeki iki küçük parça pamuğu alır kulaklarını tıkar. Koltukta uyuyakalır.

Gece uyanır. Kavga sesleri vardır yine üst kattan. Kadın duymamaktadır. Kitapların yanına varır yine. Pis bezle tozlarını alır birkaç tanesinin yine. Kedisi bacaklarına sürtünür. Kapının altından bir tomar daha zarf atılır. Kadın bakmaz, ilgilenmez. Koltuğuna oturur yine. Kavga sesleri yükselir. Refleks olarak pamukları alır tıkar.

Sabah nefes zorluğuyla kalkar. Nefes alamamaktadır. Pencereyi açmaya çalışır. Tahtalarla mücadele eder. Fayda etmez. Kapıya yönelir. Açmaya çalışır. Anahtara bakınır. Kapı açılmaz.

Yere yığılır. Kedi minderinin üstünde öylece miskin miskin oturmayı sürdürür. Patisinin altında bir anahtar vardır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder